Lübnan, Byblos (Jbail) - Gezilecek Yerler

Merhaba,

Byblos, geçmişi M.Ö. 7000 yıllarına kadar dayanan antik bir Lübnan şehri. Şehirde hala yaşayanlar olması sebebiyle, dünyanın yaşayan en eski şehirlerinden biri olduğu kabul ediliyor. M.Ö. 7000 yıllarından kalma yaşam belirtileri gösterse de, sahneye çıkışı Fenikeliler ile gerçekleşmiş.

Fenikeliler, liman ticareti ile uğraşan bir topluluk ve M.Ö. 3000 yıllarında bu topraklarda bir yerleşim yeri kurmuşlar. O dönemde dünyanın merkezi Akdeniz, çünkü ticaret bu sularda dönüyor.


Fenikelilerin ticaretini en çok yaptıkları şeyler arasında, sedir çamları ve papirus yer almış. Lübnan bayrağında da yer alan sedir, 40 metreye kadar ulaşabilen çok kuvvetli bir ağaç türü. Fenikeliler sediri gemi yapımında kullanarak, savaş için, ticaret için koloniler oluşturmuşlar. En bilinenlerinden biri de Akdeniz'in güneyinde kurdukları Kartaca.
Bu sedirler, Mısır'da bulunan piramitlerin yapımı sırasında da kullanılmış.

Mısır'a olan coğrafi yakınlığı sebebiyle papirus ticaretine yönelmişler. Bu sırada, Yunan ve Mısır uygarlıklarından çok etkilenmişler. Bir dönem hiyeroglif kullanmışlar ancak, bu dilin zor öğrenilmesi, ticareti zorlaştırması, insanları daha kolay bir alfabenin oluşturulmasına itmiş. Bugünkü latin alfabesinin temelini Bybloslu insanlar atmış yani.

Byblos ile ilgili bir başka özellik de şöyle. Mor, üst tabaka insanların, padişahların, kralların, kraliçelerin, imparatorların rengi olarak bilinir. Tabii eskiden kimyasal boyalar olmadığı için, renklendirmede ya bitkisel boyalar ya da hayvansal ürünler kullanılıyormuş. Mor rengin ise, burada, deniz derinliklerinde yaşayan bir salyangozdan elde edildiği söyleniyor. Az bulunduğu için çok pahalı ve bu da moru daha az ulaşılabilir yapıyor.

Fenike, M.Ö. 700 yıllarında Asurlular tarafından sahneden kalkıyor. Daha sonra farklı uygarlıklara, imparatorluklara ev sahipliği yapıyor.

Haçlı kalesi, Roma kalıntıları, Fenike tapınağı, çarşısı, balmumu müzesi, kilisesi, plajı görülebilecek yerler arasında. Ne yazık ki savaşlardan burası da nasibini almış, sonrasında pek de bakım görmemiş.

         

   
   
Balmumu müzesi kapalı olduğu için girip göremedik.
Kilise çanının ezana karıştığı The Crusades-era Church of St. John-Mark ziyaretimiz ile Byblos gezimizi sonlandırıp, Harissa'ya doğru yol aldık.

Diğer Beyrut yazılarım:

Beyrut şehir merkezi
Harissa & Jeita Grotto
Baalbeck
Ksara

Okuduğunuz için teşekkürler.
The Crusades-era Church of St. John-Mark